Hepimiz dövüş sanatlarını Bruce Lee, Jackie Chan ve Jet Li’nin boy gösterdiği filmlerden izlediğimiz kadar biliyoruz. Bol aksiyonlu bu filmlerde gördüğümüz birçok figür, heyecan kat sayısının yükselmesiyle birlikte Uzak Doğu kültürünün de etkisiyle ister istemez ilgimizi çekiyor. Ancak hem bu figürler hem de dövüş çeşitleri hakkında eminiz ki senden bizim kadar sınırlı bir bilgiye sahipsindir. Aslında arka planında bir çeşit spor olmasına rağmen sanat denecek kadar derin bir kültürün yattığı, yıllara meydan okuyan geçmişe sahip olan dövüş sporlarını, bu yazımızda biraz daha yakından tanımanı sağlamaya çalıştık.
Dövüş Sanatları Tarihi
Dövüş sanatları ya da diğer adıyla dövüş sporları, sanıldığı gibi sadece fiziksel değil zihinsel de bir süreci içeren ve sistematik olarak tanımlanıp düzenlenmiş tekniklerden oluşan bir eğitim sürecini ifade eder. Tarihsel geçmişine baktığımızda bizi Mezopotamya uygarlıkları ile antik Mısır’a kadar götüren dövüş sanatları, daha sonra antik Çin, Hindistan ve Japonya’da geleneksel bir yapıya bürünerek kültürel kodlarla yeniden tanımlanan ve geliştirilen bir sistem haline gelmiştir. İlk varyasyonlarından ikisi güreş ve boks olmasına rağmen çoğunlukla savunma sporları ya da savunma sanatları adıyla bildiğimiz birçok tür, bu yüzden Uzak Doğru, yani Çin ve Japonya kökenlidir.
Çin’de M. S. 6’ıncı yüzyıla kadar uzandığı düşünülen bu sporlar, aynı dönemlerde ortaya çıkan yoga ve meditasyon teknikleriyle birleşerek ortak bir dini ve felsefi temele oturtulmuştur. Çoğu Uzak Doğu dövüş sanatları, yine aynı dönemde gelişen Taoizm, Budizm ve Konfüçyüs öğretisi ile evrende denge ve uyumu önemseyen bir sistemle oluşturulmuştur. Sonraki yüzyıllarda Japonya’ya ulaştığında samuray kültürüyle harmanlanmış, Çin’de geliştirilen tekniklerin geliştirilmesiyle içine silahların da girdiği yeni sporlar yaratılmıştır. Çok geçmeden Kore’ye, Vietnam’a ve Tayland’a taşınarak tüm sporlar buralarda da yeniden yorumlanmıştır.
İkinci Dünya Savaşı’na kadar Avrupa ve Amerika tarafından pek bilinmeyen Uzak Doğu sporları, Amerikalı ve İngiliz askerlerin esir aldığı Japonlardan öğrendikleri figürlerle keşfedilmeye başlandı. 1970’li yıllara gelindiğinde Çin kökenli Amerikalı bir aktör olan Bruce Lee’nin bu sporları sinemaya taşımasıyla bu alanda bir ilgi patlaması yaşandı. Sonraki süreçte başka aktörler vesilesiyle farklı çeşitlerinin daha fazla film ile izleyiciye sunulması, Uzak Doğu sporlarının ülkemizde bile hemen her türünü görebileceğiniz alternatifleriyle uluslararası düzeyde bilinmesini sağladı (1).
Dövüş Sporları Türleri
Kültürel çerçevede yorumlanması ve yeniden tanımlanmasıyla farklı dövüş sanatları isimleri türemiştir ancak çoğu aynı temellere sahiptir. Fiziksel ve zihinsel zeminde uygulanan tüm teknikler, özellikle Japonya’nın etkisiyle iki farklı türe ayrılmıştır: silahlı ve silahsız sporlar. Aralarında hem savunma hem de hücum sanatlarının yer aldığı en bilinen türleri senin için iki başlıkta inceledik.
Silahsız Dövüş Sporları
Karate: Japon tarihinin en eski ve anonim değil, özel olarak geliştirilmiş bir dövüş sanatıdır. Uzuvlar başta olmak üzere vücudun hemen her yeri bir çeşit silah olarak kullanılan karatede amaç, rakibi tamamen etkisi hale getirmektir. Aralarında hayati nokta vuruşları da içeren teknikler barındıran bu spor, rakip için oldukça tehlikeli olabilir.
Wing Chun: Çin asıllı bir kendini savunma sanatıdır. Seri kol ve bacak hareketleriyle rakibini etkisiz hale getirmeye odaklanır.
Taekwondo: Kafa yüksekliğine ulaşan tekmeler ve yumruklarla karakterize olan bir Kore dövüş sanatıdır. El, kol, ayak ve bacaklar silah olarak kullanılır. Güç, denge, esneklik ve hız bu sporda önemli faktörlerdir. Bu nedenle beden ile zihni eğitme temelinde ilerler.
Muay Thai: Sekiz uzuv sanatı olarak bilinen Muay Thai; yumruk, dirsek diz, incik gibi vücut bölgelerinin aktif olarak kullanıldığı Tayland asıllı bir dövüş sanatıdır.
Kung Fu: Hız ve rakibi şaşırtma temelinde uygulanan bir Çin dövüş sanatıdır. Çok çalışma, öğrenme, sabır ve doğru uygulama ilkelerine dayanır. Tipik olarak karateye benzer.
Judo: Amacı rakibi kilitlemek, yere düşürmek ve tamamen etkisiz hale getirmek olan bir Japon sporudur. Güreşe benzer savunma ve hücum figürleri içerir. Fiziksel güç, direnç ve denge judo için önemli unsurlardır.
Silahlı Dövüş Sporları
Bojutsu: Bo adlı bir silahı kullanmaya dayanan bir sanattır. İtme, sallama ve vurma tekniklerinin uygulandığı bu sanatın temelini oluşturan şey ekipmanı “kişinin uzuvlarının bir uzantısı” olarak görmektir. Bu nedenle karate ve jiu – jitsu gibi el dövüşlerinden biri olarak tanımlanır.
Eskrim: Antik köklerine baktığımızda teknik olarak bir dövüş sanatı olarak tanımlanmayabilir ancak modern hali bir spor olarak geçer. Geleneksel kılıç ustalığının gösterildiği bu spor, Olimpiyatlarda da yer alan ve rakibine değdirilen kılıç darbeleriyle sayı kazanılıp karşılaşmanın galibinin belirlendiği bir formata sahiptir.
Kendo: Bambu kılıçlarla uygulanan, dövüşçülerin koruyucu zırh giyerek savaştığı Japon asıllı bir türdür. Yeni başlayanlar için üç, ustalık için ise sekiz farklı derecesi vardır. Çok detaylı kurallara sahip, öğrenmesi ve ustalaşması uzun yıllar alan bir spordur.
Gatka: Gerçek hayattaki silahları simüle etmeyi amaçlayan, tahta çubuklarla uygulanan bir Hint sporudur. Geçmişte kılıç ustalığının gösterildiği bu spor, günümüze kılıç ve sopalarla yapılan bir dans türüne evrilerek festivallerde gösteri olarak sunulur hale gelmiştir.